Merhaba,
Uzun süredir bir blog oluşturma fikrim vardı ama zaman bulamıyordum. Bir beş yıl sonrası için yeni bir yaşam tarzına geçiş yapmayı düşünüyorum. Bu yaşam tarzına geçmeden evvel bir yerlerde yazmak istedim. Aslında yeni yaşam biçimimi şekillendirecek ve olgunlaştıracak bir şeyler yapmak için blog oluşturma fikrimi hayata geçirdim diyebilirim.
Bu arada yeni yaşam biçimim ne?
Emekliliğime az kaldı, yaşım 48 ve yapmak istediğim çok şey var. Şehir hayatından ve iş hayatından iyice bunalmış, sıtkı sıyrılmış durumdayım. Ve Ankara da yaşıyorum ve bu iki kat daha fazla sıkılmama neden olmakta. Eşimle beraber (klişe bir laf olacak) güneye yerleşme planları yapıyoruz üç senedir. Ege de küçük, şirin bir kasabada bahçeli bir ev alıp yerleşmeyi düşünüyorduk. Fakat ikimizde gezmeyi çok seviyoruz. Bu sene karavan alıp gezelim fikri oluştu ama sonra ondan da vazgeçtik.
Ve neden denizde yaşamayalım fikri gelişti birden. Aslında bu fikri tetikleyen sevgili dostlarımızla beraber yaptığımız son "Mavitur" gezisi oldu.(4 senedir mavi tur yapıyoruz) Bu sefer hepimizi çok etkiledi teknede geçirdiğimiz 1 hafta. Ben normal hayatıma döndüğümde (dönemedim aslında) denizde tekne üzerinde yaşamak fikrinden bir türlü kendimi alıp, ne işe verebildim kendimi nede monoton rutin yaşamıma. Ve neredeyse 24 saat teknede nasıl yaşayabilirim, neyi, nereden, nasıl, ne zaman soruları beynimi kemirdi 50 gündür. Çok düşündüm teknede yaşamı. Hep beynimizde ön yargılı fikirler vardı" en iyi tekne arkadaşının teknesidir" - " tekne zengin işi, masrafı çok olur" gibi cümleler uçuşuyordu beynimde. Blog yazarlığımın ilerleyen günlerinde bu yargıların gerçekten ön yargı olduğunu anlatacağım satırlarımda. 50 günde çok kitap okudum deniz ve yelkenli ile ilgili, bir çok video, belgesel seyrettim. Amacımız 5 sene sonra bir yelkenli-motor yat sahibi olup (ilk başlarda 3-4 ay) teknede yaşama adım atmak. Bu tabi ki çok kolay bir şey değil. Bir araba alıp uzun yola çıkmaya benzemiyor. Bunun için ilk önce denizi sevmek gerekiyor. Bu yol uzun ve yorucu bir süreç. Her şeyden evvel ehliyetli ve eğitimli hale gelmeniz gerekiyor. Daha sonra ciddi bir pratik yapmanız şart. Yelkenli kullanmak zor bir iş. İçinde yaşamak daha zor. Bir yelkenli sahibi olmak ev sahibi olmak gibi bir şey.Yelkenli almak ulaşılmayacak kadar uzak bir şey değil. Ev fiyatına gayet iyi tekneler mevcut. Ama sizin kendinizi hazırlamanız uzun ve yorucu bir süreçtir. Bir kere buna inanmalısınız. Ben 50 günde inandım mı? benim önümde 3 yıllık bir programım var. Hepsini aşama aşama uygulamaya sokacağım. Benim Ankara da yaşadığıma bakmayın. Ben çocukluğumdan beri deniz ile içi içe olmuş bir insanım. Hayatımın bir yönü hep denize dönük oldu benim. - bugünlük bu kadar yazıma devam edeceğim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder